Skip to main content

Greenpeace Akdeniz’in İstanbul’da dört farklı okul bölgesinde gerçekleştirdiği hava kalitesi ölçümlerinin sonuçları, okul bölgelerindeki hava kirliliği boyutlarının çocukların sağlığını tehdit ettiğini ortaya koydu.

Şubat-Mart 2020 döneminde; İstanbul’da Alibeyköy, Ataşehir, Esenyurt ve Ümraniye’de yedi okulu kapsayacak şekilde Greenpeace Akdeniz tarafından gerçekleştirilen ölçümlerde havayı kirleten maddelerin başında gelen, bir saç telinin 30’da biri kadar olan, gözle görülemeyen Partikül Madde (PM) 2.5’un sınır değerlerin kat ve kat üzerinde olduğu görüldü.

Çalışmanın sonuçlarına göre dikkat çeken ölçüm sonuçları şu şekilde:

  • Ataşehir’de 30 günlük ölçümün 27’sinde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği günlük limit değer aşıldı. Bu bölgede gözlemlenen en yüksek PM 2.5 yoğunluğu 52,5 mikrogramdı. Bu değer DSÖ’nün belirlediği günlük limit değerin iki katından fazla.
  • Ümraniye’de de 1 aylık ölçümün 23 gününde DSÖ tarafından belirlenen günlük limit değer aşıldı. Bu bölgede de ölçülen en yüksek değer 52 mikrogram ile günlük limit değerin iki katından fazlaydı.
  • Esenyurt’ta 30 günlük ölçümün 20 gününde DSÖ limit değerlerinin aşıldığı görüldü. Bölgede gözlemlenen en yüksek PM2.5 değeri 48,732 mikrogramla günlük limit değerin neredeyse iki katıydı.
  • Alibeyköy’de 30 günün 18’inde DSÖ’nün belirlediği günlük limit değer aşıldı. Ölçülen maksimum PM2.5 kirliliği 45,832 mikrogramla neredeyse günlük limit değerin iki katıydı.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Gökhan Ersoy ölçüm sonuçlarına dair şunları söyledi:

“Okul yolunda, parkta ya da işe giderken, aldığınız her nefeste, siz hiç farketmeden görünmez bir tehlike olan PM2.5 sessiz sakin yaşamınızdan yıllarınızı çalıyor. Çocuk yaşta düzenli olarak hava kirliliğine maruz kaldığınızda, ilerleyen yıllarda olumsuz etkilerini tecrübe etmeniz kaçınılmaz bir son. Çünkü çocuklar hava kirliliğinin etkilerine karşı daha kırılganlar.”

Yapılan araştırmalara göre, yetişkinlerden daha hızlı nefes alan ve metabolik hızları daha yüksek olan çocukların kilogram başına oksijen tüketimlerinin, buna bağlı olarak da hava kirleticilerine maruziyetlerinin daha fazla olduğunu hatırlatan Ersoy, “Ella adında dokuz yaşındaki kız çocuğunun, 2013 yılında İngiltere’de hava kirliliğinin neden olduğu sağlık sorunları nedeni ile hayatını kaybetmesi de çocuklar için hava kirliliğinin nasıl büyük bir risk olduğunu tekrar gözler önüne serdi. Ella’nın yaşamına mâl olan nedenlerden bir tanesi DSÖ’nün belirlediği limitlerin üstünde hava kirliliğine maruz kalmasıydı. Bizim Alibeyköy, Esenyurt, Ümraniye ve Ataşehir’de gerçekleştirdiğimiz PM2.5 ölçümleri aynı tehditin İstanbul’daki çocuklar için de oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Çocuklarımız okullarına döndüğünde güvenli bir nefes alabilmeleri adına artık PM2.5’a bir limit değer belirlemenin ve bu limitlere referansla partikül madde kirliliğin yüksek olduğu okulları koruma bölgesi ilan etmenin zamanı geldi” dedi.

Greenpeace tarafından 2020’de gerçekleştirilen modellemede, Türkiye’deki PM2.5’un aynı zamanda çocukluk çağı astımı ile bağlantılı olduğunu, fosil yakıt kaynaklı PM2.5 maruziyetine atfedilebilen tahmini 30 bin acil servis ziyareti gerçekleştirildiğini ortaya koydu.

Rapora ulaşmak için tıklayın.