Skip to main content
Haberler

İklim Biliminin En Önemli 10 Öngörüsü Açıklandı

By Ocak 31st, 2024No Comments

Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri – Bugün, sosyal ve doğal bilimler alanındaki küresel uzmanlar, UNFCCC İcra Sekreteri Simon Stiell ile birlikte yıllık İklim Biliminde 10 Yeni Anlayış raporunu açıkladı. Rapor, politika yapıcıları, COP28’deki müzakerelere ve 2024 ve sonrasındaki politika uygulamalarına bilgi sağlamaya yardımcı olmak üzere sentezlenen, son 18 ayın en yeni ve en önemli iklim bilimi araştırmalarıyla donatıyor.

UNFCCC İcra Sekreteri Sayın Simon Stiell, “İklim Biliminde 10 Yeni Öngörü raporu, her yıl iklim takviminin kritik bir döneminde karar alıcılar için önemli bir araç sunuyor. Bu gibi raporlardan elde edilen bilimsel bulgular, hızlandırılmış iklim eyleminin bu kritik on yılında ihtiyaç duyulan iddialı ve kanıta dayalı eylem planlarını bilgilendirmelidir” dedi.

Raporun bilimsel içgörüleri, özellikle Paris Anlaşması’nın hedeflerini yerine getirmek için dönüştürücü eylemlere duyulan acil ihtiyacın altını çizen COP28’deki açılış Küresel Durum Değerlendirmesi zemininde, bütüncül iklim ve doğa çözümleri konusunda bilinçli ve etkili karar vermeyi kolaylaştırmak için onları en son iklim bilimi ile donatarak, iş dünyası ve politikadaki karar vericiler için vazgeçilmez bir kanıt işlevi görüyor.

Rapor bulguları, Paris Anlaşması’nın 1,5°C’lik küresel ısınma hedefinin aşılmasının kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor ve fosil yakıtların hızlı ve yönetilebilir bir şekilde kullanımdan kaldırılmasının aciliyetini vurguluyor.

Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Johan Rockström, “Bilim çok açık. COP28, dünyanın fosil yakıtları aşamalı olarak terk etme konusunda ciddileştiği küresel toplantı olmalıdır. Dubai, küresel olarak yılda %1 artmaktan yılda en az %5 azalmaya geçmesi gereken kömür, petrol ve gaz için ve ekosistemlerde kalan karbon yutaklarını ve stoklarını koruyarak, ayrıca tarımda dayanıklılık ve yeni karbon yutakları inşa ederek doğa için büyük azaltım anıdır. Şu ana kadar hem doğa hem de enerji konusunda başarısız olduk ve bu da bizi Paris Anlaşması hedefi olan 1.5°C biyofiziksel sınırı gözden kaçırmaya doğru tehlikeli bir yola soktu” yorumunda bulundu.

Rapor ayrıca, özellikle kara ve okyanus karbon yutaklarının geleceğine ilişkin endişelerin arttığı bir ortamda, karbondioksit giderimi (CDR) gibi etkili tamamlayıcı teknoloji çözümleri için gereken ölçeğe ulaşmak için sağlam politikalara duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü Kıdemli Araştırmacı ve IPCC WG III Başkan Yardımcısı Dr. Oliver Geden, “Hızlı ve keskin emisyon azaltımlarının yerini tutmasa da, Karbondioksit Giderimi (CDR), ortadan kaldırılması zor emisyonlarla başa çıkmak ve nihayetinde küresel sıcaklığı düşürmek için gerekli olacaktır. Mevcut CDR ağırlıklı olarak orman tabanlıdır, ancak daha güçlü yönetişim ve daha iyi izleme ile desteklenen, kalıcı CO2 giderimi sağlayan diğer CDR yöntemlerinin hızlı bir şekilde hızlandırılması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir” dedi.

Rapor, eşzamanlı ve birbiriyle bağlantılı aşırı olayları proaktif bir şekilde ele alan ve en kırılgan durumdakiler için dayanıklılık sağlayan adil iklim uyum stratejilerinin geliştirilmesine duyulan acil ihtiyacı vurguluyo.

Rapor ayrıca, halihazırda küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birinden sorumlu olan gıda sistemlerinin iklim eylemindeki kritik rolüne vurgu yapıyor. Mevcut eşitsizliklerin giderilmesini savunmakta ve adil, düşük karbonlu gıda sistemlerinin kurulmasını sağlamak için politikaların bölgesel ve sosyokültürel bağlamlara uyarlanması gerektiğini vurguluyor.

CGIAR İklim Değişikliğine Uyum ve Azaltım Etki Alanı Platformu Direktörü Dr. Aditi Mukherji açıklıyor: “İklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonu, biyolojik çeşitliliğin korunması ve gıda güvenliği de dahil olmak üzere daha geniş toplumsal ihtiyaçlar arasındaki yakın bağlantılar, sosyo-ekolojik sistemleri her ölçekte ortaklaşa yönetme şeklimizde dönüştürücü bir değişim gerektiriyor. En önemlisi, artan gıda güvenliği riskleri nedeniyle, politikalar ve çözümler en çok acı çekenlerle birlikte tasarlanmalı ve uygulanmalı.”

2017’den bu yana BMİDÇS ile birlikte COP’larda başlatılan İklim Biliminde 10 Yeni Öngörü serisi, Future Earth, Earth League ve Dünya İklim Araştırma Programı’nın ortak bir girişimi olup iklim değişikliği araştırmalarındaki en son gelişmeleri sentezliyor. Bu yılki rapor, 24 ülkeden 67 önde gelen araştırmacının kolektif çabalarını temsil ediyor.

Future Earth Küresel Merkez Direktörü Dr. Wendy Broadgate şu sonuca varıyor: “Bilim, 1,5° C dereceyi aşmaya doğru gittiğimizi gösteriyor. Dünyanın dört bir yanındaki toplumlara yönelik riskleri azaltmak istiyorsak bu aşımı en aza indirmek kritik önem taşıyor. COP28, fosil yakıtları aşamalı olarak ortadan kaldırmaya yönelik kolektif eylemin hız kazandığı bir dönüm noktası olmalıdır.”

Öngörülerin tam listesi:

  1. 1,5°C’nin aşılması hızla kaçınılmaz hale geliyor. Aşımın büyüklüğünü ve süresini en aza indirmek çok önemlidir.

  1. Paris Anlaşması hedef aralığında kalmak için hızlı ve yönetilen bir fosil yakıt kullanımının azaltılması gerekiyor.

  1. Güçlü politikalar, etkili karbondioksit giderimi (CDR) için gereken ölçeğe ulaşmak için kritik öneme sahiptir.

  1. Doğal karbon yutaklarına aşırı güvenmek riskli bir stratejidir; gelecekteki katkıları belirsizdir.

  1. Birbiriyle bağlantılı iklim ve biyoçeşitlilik acil durumlarının ele alınması için ortak yönetişim gereklidir.

  1. Bileşik olaylar iklim risklerini güçlendirir ve belirsizliğini artırır.

  1. Dağ buzullarının kaybı hızlanıyor.

  1. İklim risklerinin bulunduğu bölgelerdeki insan hareketsizliği artıyor.

  1. Adaleti işlevsel hale getirecek yeni araçlar, iklim adaptasyonunun daha etkili olmasını sağlar.

  2. Gıda sistemlerinde reform yapılması adil iklim eylemine katkıda bulunabilir.

Ek alıntılar

  • Stockholm Çevre Enstitüsü ve BM Genel Sekreteri İklim Eylem Ekibi Araştırma Görevlisi Dr. Ploy Achakulwisut şunları söyledi “Hızla daralan karbon bütçesi, hükümetlerin ve özel sektörün yeni fosil yakıt projelerine izin vermeyi durdurması, mevcut altyapının erken emekliye ayrılmasını hızlandırması ve yenilenebilir enerji dağıtımının hızını hızla arttırmanın yanı sıra fosil yakıt üretimi ve tüketiminin iyi yönetilen bir aşamasını planlaması gerektiği anlamına geliyor. Yüksek gelirli ülkeler bu geçişe öncülük etmeli ve daha düşük kapasiteye sahip ülkelere destek sağlamalı, tüm ülkeler fosil yakıtlardan eşitlikçi ve adil bir geçiş için çaba göstermelidir.”

  • Birleşmiş Milletler Üniversitesi – Çevre ve İnsan Güvenliği Enstitüsü’nden (UNU-EHS) Dr. Lisa Thalheimer-Prezyna şunları söyledi: “Birbiriyle bağlantılı aşırı iklim olayları yoğunlaştıkça, iklim tehlikelerinin zamanında tespit edilmesi ve bunlara karşı hazırlık yapılması ihtiyacı da artıyor. En kırılgan topluluklar arasında direnç oluşturmak ve uyumsuzluk riskini azaltmak için adaleti merkeze alan iklim uyum planlamasının kullanılması şarttır; COP28’de bu konuda ilerleme kaydedilmelidir.”

  • IPBES Başkanı ve CORDIO Doğu Afrika Direktörü Dr. David Obura şunları söyledi: “İklim ve biyolojik çeşitlilik acil durumlarının birlikte ele alınması gerekiyor. İklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin çok taraflı sözleşmeler ve bunların ilgili bilim-politika platformları, daha yakın bir uyumla çok daha etkili olacaktır. İklim finansmanı tahsisinin doğaya olumlu güvencelere sahip olmasını sağlamak ve sözleşmeler arası somut işbirliğini güçlendirmek, daha etkili sonuçlara yol açacak kilit eylemlere örnektir.”