Skip to main content

Kömürden elektrik üretimi AB ve ABD’de hızla gerilerken Çin’de yükseliyor ve Çin ilk kez küresel kömürden elektrik üretiminin yarısından sorumlu hale geliyor. Raporda kömürden elektrik üretiminin azaltılmasında ilerleme kaydedildiği belirtilirken, bu ilerlemenin iklim değişikliğinin sınırlandırılması için gereken hızda olmadığı vurgulanıyor. Rapora göre, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmak için küresel kömürden elektrik üretiminin her yıl %11 oranında düşmesi gerekiyor.

Rapora göre, rüzgâr ve güneş enerjisi üretimi 2019 yılında %15 oranında artarak dünyada tüketilen elektriğin %8’ini karşılamış (2013’te bu oran sadece %3’tü). Paris İklim Anlaşması’nın gereklerinin yerine getirilebilmesi için her yıl rüzgâr ve güneş enerjisi üretiminde %15’lik bir büyüme oranı yakalanması gerekiyor. 2019 yılında bu gerçekleştirilmiş durumda ancak bir yandan hacim artarken bu yüksek büyüme oranını devam ettirmek muazzam bir çaba gerektiriyor.

Rapordaki veriler, ABD’de kömür yerine geçiş yakıtı olarak gaza önem verildiğini; AB’de ise kömürden rüzgâr ve güneş enerjisine geçiş yapılarak bir sıçrama gerçekleştirdiğini gösteriyor. 2019 yılında kömür üretimi AB’de %24, ABD’de ise %16 oranında düşüş gösteriyor ve şu anki durumda hem AB’de hem de ABD’de 2007 yılı seviyesinin yarısına gerilemiş durumda. 2007’den bu yana ABD’deki elektrik sektörü kaynaklı CO2 emisyonları %19-32 oranında azalırken, AB’de düşüş oranı %43 oldu.

Ember Elektrik Analisti ve Başyazar Dave Jones şunları ifade ediyor:

“Kömürün ve elektrik sektörü emisyonlarının küresel düzeyde düşüşü iklim için olumlu bir haber, ancak hükümetler elektrik dönüşümüne önemli ölçüde hız kazandırmak zorunda, bu sayede 2020’ler süresince küresel kömür üretiminin bertarafı sağlanmalı. Kömürden gaza geçmek, sadece bir fosil yakıtı diğeriyle değiştirmek demek. Kömür üretimini sonlandırmanın en ucuz ve en kestirme yolu rüzgâr ve güneş enerjisini hızlı bir şekilde yaygınlaştırmak.”

“Ancak karar vericilerin rüzgâr ve güneş enerjisini güçlendirmeye yönelik ortak çabaları olmadan iklim hedeflerini gerçekleştiremeyiz. Çin’in kömürde ve bir miktar da gazda büyüme kaydetmesi endişe verici, ancak çözümler önümüzde duruyor. AB bir sıçrama gerçekleştirerek elektriğinin %18’ini rüzgâr ve güneş enerjisinden karşılar duruma geldi, öte yandan bu oran ABD’de %11, Çin’de %9 ve Hindistan’da %8 – yani yarış devam ediyor.”

Raporun öne çıkan diğer bulguları;

  • Güneş ihaleleri 2019’da rekor düşüklükte rakamlarla sonuçlandı. En düşük rakamlar 16,5 USD/MWh ile Portekiz’de ve 17,3 USD/MWh ile Brezilya’da gerçekleşti. 2020 Ocak ayında bu rekorlar da geçildi ve Katar’da gerçekleştirilen bir ihalede rakam 16 USD/MWh’a düştü. Rüzgar’da ise en düşük rakamlı ihale Hindistan’da 35 USD/MWh ile gerçekleşti.
  • Hollanda’da 2019 yılında sıfır teşvikle bir açık deniz rüzgar enerjisi projesi imzalandı. Birleşik Krallık’ta ise, açık deniz rüzgar santrallerinde rekor düşüklükte yeni rakamlar gördü: 50 USD/MWh
  • 2019’da 115 GW’lık güneş enerjisi kuruldu. Bu geçen yıla göre %18’lik bir artışa denk geliyor. ABD, Hindistan ve Avrupa Birliği 2019’da sırasıyla %56, %36 ve %96’lık artışlar yaşadı. Bu artışlar Çin’deki gerilemeyi telafi edecek seviyedeydi. Dünyanın geri kalanı da güneş kurulu gücünde toplam %56’lık bir artış kaydetti.
  • 2019’da rüzgar enerjisi kurulumu ise 62 GW olarak gerçekleşti. Bu rakam 2018’e göre %27 fazlayken, 2015’te hayata geçen 67 GW’lık kurulu gücün bir nebze altında. Rüzgar enerjisi kapasitesinde büyüme üç yıllık bir artış trendine girdi. Avrupa Birliği ve Çin %27’lik büyümeyi yakalarken ABD’nin rüzgar enerjisi büyüme oranı %53 oldu.

Raporun orjinalini burada ve ekte bulabilirsiniz: https://ember-climate.org/